top of page
Yazarın fotoğrafıKoral Bayraktar

Yerebatan Sarnıcı


Önceden yaklaşık dört beş kere gitmiş olduğum bu sarnıca dair geçmiş zamanlarıyla ve İBB’nin el değiştirmeden önceki haliyle bir karşılaştırma ve gözlem yapma fırsatı yakalamış oldum. Şimdi size sarnıcın tarihini, sütunlarını, kültürel mirasını vs anlatmayacağım bunları zaten birçok kaynakta detaylı bir şekilde buluyor olacaksınız.


Efem öncelikle sarnıçta ilk dikkati giriş çekiyor, önceki zamana kıyasla ilk hissetiğiniz şey temiz olması. En son üç sene önce yerler tavandan damlayan sulardan ötürü sırılsıklam ve çamur içindeydi. Tabii ki tavandan bir şeyler damlayacak ve sırılsıklam olacak, sarnıcın yapısı gereği gayet doğal ancak çözümünün olduğunu görünce “demek ki yapılabiliyormuş” diyorsunuz.



Tur yolu oldukça mütevazi ve sade, size sarnıcı çepeçevre gezdirebilecek şekilde tasarlanmış ve gözenekli bir yapıda olmasından ötürü suyu tutmuyor, dolayısıyla çamurlu bir görüntü oluşmuyor. Her sütun arasına bir yol döşenmediği için de oldukça şık ve şaşaadan uzak, insan kalabalığının görüntü kirliliği oluşturması “nispeten” engellenmiş. Nispeten diyorum çünkü haftasonu inanılmaz bir kalabalık vardı, yine de o kalabalığa göre oldukça sade gözüktü.



Girişten itibaren sarnıcı, hatta diğer sarnıçları tanıtan güzel bir tanıtım panosu var, İstanbul’un en eski su yolları, geçmişten beri süregelen su sorunu da çok güzel gösterilip anlatılmış. Kalıntılar ne zamandan beri geliyor, önemi nedir güzel bir sadelikte anlatılmış. Bu anlatımın “BURAYI BİZ YAPTIK, İBB YAPTI, BAK İBB, İBB DEMİŞ MİYDİK” şeklinde sunulmaması da hoş.


Işıklandırma şahane. Projeksiyon ve ışıklandırmalar daha güzel kullanılamazmış. Heykellerle beraber güzel bir bütünlük oluşturuyor, yalnız heykeller konusuna ayrıca değineceğim. Yaklaşık beşinci defa giriyor olmama rağmen başka bir ülkede başka bir yere girmiş gibi hissettim kendimi. Muhteşem bir atmosfer sağlanmış, ambiyans gerçekten muazzam, bu ışıklandırmaların da sıkça değişmesinden ötürü fotoğraflar birbirinin kopyası olmaktan “bir tık” uzak, tamamen değil…


Sarnıcın bir modern sanat galerisi gibi de kullanılması güzel bir fikir olmuş. Heykellerin neyi sembolize ettiğini anlatan gözü rahatsız etmeyen tanıtım standları var. Ayrıca emin olmamakla beraber belirli zaman aralıklarında bir projeksiyon gösterisi oluyor, IMAX sinemada bu ambiyansı yakalayamazsınız, kim yaptı ve hazırladıysa ellerine sağlık.

Yani olumlu özellikleri olarak kısaca aslına sadık kalınarak yapılabilecek en iyi restorasyonlardan biri diyebilirim. Ayrıca içeride gözü kanatabilecek tüm detaylardan kaçınılmış, tarihi bir yapı gezerken aradan çıkan anlamsız bir kablo, metal bir yığın, tarihi dokusuna uymayan plastik zamazingolar gezinmiyor. Giriş ücreti uygun denilebilir, müze kart geçmemekle beraber öğrenci 20 lira, yetişkin 50 lira (aslında bence bu ayıp yine de, kimin ayıbı olduğu beni ilgilendirmiyor, bu sorunları devlet erkanları kendi arasında çözebilmeli, öğrenciler buraları bedava görebilmeli, hatta görmek zorunda).


Şimdi olumsuzluklarına değinelim:


Öncelikle hafta sonu giderseniz geçmiş olsun. Ciddi bir insan kalabalığı sizi bekliyor olacak, herkes hunharca fotoğraf çekmek/çektirmek derdinde. Sonu yok. Influencerları gözünden tanıyorsunuz artık, gece balosuna gider gibi elbiselerle adım başı fotoğraf aldırıyorlar ve mekan bu insan popülasyonuyla dolup taşıyor, dertleri tarih, sanat, sarnıç falan değil etkileşim uğruna bu kitlenin yapmayacağı şarlatanlık yok. Pardon konu dağıldı.

Efem içerideki kalabalık bence kontrol altına alınabilmeli, zaten tek bir giriş çıkış yolu var, turnikelerden içeride kaç kişi olduğu bilinebilir, o sayının üstünde kişi içeride bulunamamalı, kaliteli bir tur için bu tarz küçük denilebilecek yerlerde bence bu sağlanabilecek bir şey diye düşünüyorum.





Projeksiyon gösterisinin ne zaman başlayacağına dair herhangi bir uyarı veya yazı görmedik, dolayısıyla başlar başlamaz insanlar bir noktaya akın ediyor, tersten düzden dalıp ufak çaplı bir izdiham yaşanıyor. Bu gösteriye dair bir uyarı, bir bildirim olabilir.

Heykeller, sanat galerisi ambiyansı güzel olmuş ancak ben burada biraz çelişkide kaldım. Tabii ki sanatın desteklenmesi taraftarıyım ancak burada objektiflik hususu kaybolmuş gibi geldi bana. Bazı metaforlar zorlama, bazı heykeller de “olmasa da olur” tadındaydı, heykelleri ifşalamak niyetinde değilim ancak ben bu ambiyansa ve restorasyona yakışır çok daha başarılı işlerin çıkabileceğini düşünüyorum. Öte yandan bunlar geçici ve zamanla başka sanat eserleri bunların yerini alacaksa bence güzel bir şey bu…


Bu arada sarnıçta önemli birkaç sütun var, yeni heykellere konulan “sanatçı burada ne demek istedi” yazısı bence bunların da önüne konulmalıydı: mesela medusa başı, mesela ağlayan sütun. Bunları bence insanlar burada öğrenip öyle çıkmalı. Medusa başı neden konuluyor, hatta “neden ters konuluyor” orada anlatılmalıydı diye düşünüyorum. Medusa başının hemen karşısına postmodern bir medusa heykeli bir gölge oyunuyla yerleştirilmiş, oldukça da başarılı aslında ancak tabii şöyle bir görüntü oluşmuş:


Yaklaşık 1500 yıllık heykeli insanlar hızla geçip karşısındaki yeni eserin orada fotoğraf çektiriyor. Tartışmaya açık da olsa bence burası sarnıcın en önemli yerlerinden biri, insanların bilgilenmesi açısından burayı anlatan güzel bir levha görmek isterdim sadece.


Özet geçiyorum: emek harcanmış, güzel bir eser tüm ihtişamıyla ortaya çıkmış. Vakit yaratabilirseniz hafta içi gidin görün derim. Dilerim eleştirilerim dozunda olmuştur ve mazur görülür, bunları İstanbul’da daha çok görmek istiyoruz ve evet İBB Miras’ın yaptıklarının farkındayız.


Şunların da farkındayız tabi, yaz kızım:








Burası İstanbul Valiliği Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Binası, daha yeni önünden geçerken ilgimi çekti ve fotoğrafını çektim.

Ne olduğunuz, kim olduğunuz hiç önemli değil, İstanbul'da turizmin göbeğinde tarihi olsun olmasın şu görüntü kirliliğini bir devlet kurumu yapmamalı ya... Artık sitelerde, yeni binalarda bile var bu, klimanın dış cephesini öyle alıp löks diye koyamıyorsunuz. Bu borular, klimalar... Çok ilginç gerçekten...




















Burası da Galata Kulesi... Diye biliyordum ama burası T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'ymış. Neyse ki bu muthiş projeksiyon cihazıyla benim cehaletime son verildi.









Corale Gonzelo

58 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page