Hıdır Bey altmış yaşlarında sosyal medyada Facebook’tan malulen emekli bir komşumuzdu. Kendisi sanırım bankacılık reklamlarını oldukça dikkatli izlemiş ve ciddiye almış olacak ki, kobi mevzusuna sardı ve hemen kredi çekip o reklamlardaki mutlu hayatı edinmek istedi. Ancak araştırmak ve ondan sonra yanlış hareket etmek kendisinin olmazsa olmazıydı. Ne iş yapacaksın diye sorduğumuzda “Bilmem, böyle renkli şeyler satıyorlar sanki bi yiyecek… İyi de kazanıyorlar… Şey işte… Ne bileyim berber miydi o reklamdaki, iyi gibiydi di mi” gibi uç noktalarda meslek gruplarından örneklemeler veriyordu. Bazen kafasında sarı bir baret, bazen elinde bir makas, bazen de bir mutfak önlüğü ile kendisini ayna karşısında süzüp duruyordu “benden de ne kobi olur aslında ha” diye iç geçiriyordu.
Hıdır Bey hayatında KDV, gelir vergisi, kurumlar vergisi, stopaj ve hatta damga vergisiyle bile karşılaşmamıştı. Noterin karşısındaki binada oturuyor olmasına rağmen oranın tam olarak ne işe yaradığını hala bilmiyordu. Aklında hep rakamlı ve harfli bir mührün dan dun diye sayfalara vurulduğu izlenimi kalmış “kıyak bir meslek” diye düşündürtmüştü.
Hıdır Bey’i karşımıza çektik, kendisine bunun göründüğü kadar kolay olmadığını, bankaların kendisini yiyeceğini, krediyi ödeyemezse kendisini savcı olarak tanıtan kişilere itibar etmesi gerektiğini anlattık. Kendisine kobi’lik mevzusuna girmeden en azından deneyimleyebilsin ve satış kanallarına vakıf olabilsin diye bir instagram hesabı açtık. A’dan Z’ye ticari olarak atılım yapabilmesi için burayı nasıl geliştirmesi gerektiğini anlattık; hashtagler, etiketlemeler, konum bildirimleri vs. En azından artık burdan yürüyebilirse işlerini geliştirip kredi çekip harika bir “kobi” olacağına kanaat getirdi ve pilot çalışmalarına sosyal medyadan başladı.
Hıdır Bey’in malulen Facebook emeklisi olduğundan bahsetmiştim. Kendisi Facebook’tan tanıştığı kalacak yeri olmayan Ayça (22) diye bir kıza yüklü miktarda para gönderip karısına yakalanmış, bu duyarlılığından ötürü de internetinden, akıllı telefonundan ve sosyal medya hesabından olmuştu. Evli olan kızları babasına o kızın gerçek olmadığını anlatmaya çalışırken “kızım ona da yazık değil mi, bize davet ettim kalacak yeri yok diye ısrar ettim ama Alaska diye bir yerde yaşıyormuş o yüzden parayı oraya transfer ettim” sözlerini duyunca bunalıma girip internetle ilgili tüm işlemleri kendisi uzaktan ayarlamaya başlamıştı.
Hıdır Bey’in tepki çeken Instagram talebi kızının “kobicilik ve kredi” muhabbetini duymasıyla bir süre sonra “sınırlı internet” ile hayata geçti. Kızları ölümü görüp sıtmaya razı olmuştu. Evdeki sınırlı internetten ötürü şikayet eden ve “aslında upload da çok önemli” diyen Hıdır Bey tüm mahalleliyi düşündürtmüştü. Telefonu asla elinden düşürmüyor, daha iyi çekiyor diye aynı cafede bir etilopya yirgafiş kahve içip saatlerce oturuyor ve işaret parmağını telefonda yukarı sürttükçe suratındaki o hınzır gülümsemeyle Instagram’da aslında nelere baktığını az çok belli ediyordu.
Gel zaman git zaman, Hıdır Bey’in hiç paylaşım yapmadığını, satış, pazarlama veya ticari bir faaliyetle alakasının olmadığını anladık. Bir gün beklenmedik bir hareketlenme oldu ve güne Hıdır Bey’in makine yağı ihtiva eden zeytinli poğaçalı parmakla ellediği ön bulanık kamerasından çekilmiş, kahvesini yudumladığı ana ait bir fotoğrafını gördük. Hashtagler ise #me #cute #girl #instagirl #style #fashion idi. Konum olarak devamlı takıldığı üçüncü nesil Nordik isimli kahveciyi değil Etiler Starbucks’ı etiketlemişti.
Biz Hıdır Bey’i anlamlandırmaya çalışırken kendisi storyler, videolar ve göz kanatan diğer paylaşımlarına benzer etiket ve popüler konumlarla devam etmişti. Devam ederken takipçi sayısında gözle görülür bir artış başlamıştı. Biz acaba yine bi para kaptırma mevzusu mu yaşıyor derken bir sabaha isminin yanında mavi bir tikle uyandık. Neyse birkaç aya Hıdır Bey’in Etiler Starbucks’a yakın lüks bir villaya taşınıp eşini boşayıp Ayça diye bir kızla takılmaya başladığını duyduk. Kızı da banka hesaplarına el koyabilmek için “akli meleke raporu” çıkarmaya çalışıyordu ki noter Instagram’da mavi tikli kişilerin dokunulmazlığına dair bir yasal düzenleme çıkarıldığını duyurdu.
Mahalleli ise Nordik cafede asgarisi düşükten yatıp iki aydır maaşını alamayan, kolunda da ”Only God Can Judge Me” yazan stil sahibi çalışanın elinden V60 yirfagişini yudumluyor, üç mm çaplı güneş gözlüklerinin ardından sinsice Hıdır Bey’in paylaşımlarını fake hesaplardan beğeniyordu.
Corale
Comments