Hepimiz cahil özgüveni ve cesaretini biliriz. Sizden daha az bilgi sahibi birinin size işinizi bile satmaya çalıştığına şahit olmuşsunuzdur elbette. Kiminizin bu konuya oldukça büyük bir özveriyle yaklaştığına hatta karşı tarafı ikna çabaları için kişisel gelişim kitapları arasında kaybolduğuna ve youtube’da trendyol/hepsiburada reklamları arasında “ya bu sefer hakkaten indirime girdiyse” iç sesiyle tedx konuşmalarını izlediğine şahit oluyorum. Halbuki çözüm basit, sinsi bir yırtıcı gibi köşeye çekilin ve avınızın size o müthiş özgüvenle daha da yaklaşmasını, tüm bilgiyi satmasını bekleyin. İyice yaklaştıktan sonra yiyin dememi bekliyorsunuz ama hayır, ben şahsen nedense aynı insanın aynı yanlış bilgiyi bana satmasına bayılıyorum, hatta onlara sorular sorup o yanlış cevaplara acayip şaşırır gibi yapıyorum:
“Oooo aman allahım gerçekten öyle miymiş? Dünyanın düz olabilmesine dair teorin beni acayip tatmin etti, bunları hemen araştıracağım belirttiğin kaynaklardan dostum…”
Bu belki içimdeki karşı koyamadığım oyuncu kişiliğin gerçek hayata bir yansımasıdır. Ya da çok uzatmayayım bu düpedüz bir dürzülüktür, insan insana bunu yapar mı ya…
Neyse kahve diyorduk ki dememişiz hiç başlık dışında. Efem kahveye dair maksimum ilgim üçüncü nesil kahvecilerle başlayıp (tam bir popüler kültür kölesiyim aslında) son zamanlarda artan fahiş fiyatlardan ötürü “ya bunun tarihi geçmiş ama gideri var gibi” seviyesine gelmiş bulunmaktadır. Şimdi yukarda bahsettiğim özgüvenli cahil insan çok net bir şekilde bu kahve olayında benim… Evet yanlış duymadınız, kahveyle ilgili yanlış bilgileri her yerde ona buna iteleyen, insanları kandırdan, “vay efendim gerilerden gelen narenciye notasını hissetmiyor musunuz, baştaki o tütün notasını zaten almışsınızdır di mi” diyip içinize kurt düşüren kişi benim…
Arkadaşlar bir kere beni bilen bilir, ben koku alamıyorum, yani sizin covid’den ötürü bahsettiğiniz o tat/koku kaybındaki “koku” olayı bende zaten çoğunlukla yok. Küçükken nasonex ve türevlerini aşırı kullanmak zorunda kaldığım için gelişmiş bir komplikasyonmuş. Şimdi benim zaten tadı destekleyen önemli bir uzuv olan koku işlevim pek de çalışmıyor, bırakın kahvenin gerilerden gelen notasını ben içerken net iki-üç yorum yapabiliyorum: sert, yumuşak, ekşi… Kandırdığım arkadaşlara da burda bunu üzülerek açıklıyorum ama hiç mi uyanmadınız mı ya? Bi fötr şapka taktım, iki kitap okudum, bi fular taktım diye ne bu bana kahve konusunda güvenmeler yani? Hayır uzun sakalım, dövmem, damalı pantolonum olsa yine güvenin biraz ama yok işte…
Defalarca bir sürü kahveciye girdim, hele şu Kadıköy’de yediğim kazığın haddi hesabı yoktur sizi kandırayım derken. Bütün demleme deneyimlerini yaşadım; chemex, v60, syphon, makine, french press, moka pot… Yani bir şey itiraf edeceğim ama, kahve çamur gibi leş değilse bana hepsi aynı. Yok 60 derecelik açıdaki cama çaydanlıktan bozma imbikten sıcak suyu döküyorsun da şöyle bi tat bırakıyor da… Yani çok net sığırım sanırım, gurmelik olayında benden pek bir şey çıkmıyor ancak hala aşırı özgüvenle kralınız gelse iteleme kabiliyetine de sahibim. Sırf anlatılan o gerilerden gelen narenciye notasını ve küçük dilinizi yalayan tarçınlı dağ çileğini anlayabilmek için çılgınlar gibi okudum, araştırdım ve sonunda bilgi sahibi ancak gurmelik konusunda sığır biri olduğuma kanaat getirdim.
En son bir kahve festivaline oldukça dolu bilgilerle giderek bu müthiş bilgilerimi ordaki satıcılara satmayı düşünüyordum. Ta ki konuşmuş olduğum bir satıcının bana bu kahve olayıyla ilgili bildiğim her şeyi unutmasını söylemesiyle adeta göğsüme bir misk kedisi çöktü. Bu single origin dedikleri bir yöreye ait kahvelerin notalarının/aromalarının o bölgeye düşen yağışın az veya fazla olmasından ötürü komple değişebildiğini iddia etti. Dedim nasıl arkadaşım, ben o kadar kitap okudum bu kulombiya ile etilopya yirşafek tadı aynı olabilir mi diyorsun yani? Evet dedi o yarı kavrulmuş surat ifadesiyle. Sonra başladı kendi kahvesinin yöresini, ovalarını, bayırlarını övmeye. Zaten hep çok yağış alırmış, düşük alma ihtimali yokmuş o yüzden bu ülkenin bu yöresindekilerin eşsiz bir tadı varmış. Meğersem bize malını iteleme derdindeymiş. Dedim bizim ülkemizi öv desem iklimini bu kadar iyi betimleyemezsin.
Neyse kısaca sözün özü kahveyle ilgili konuşursam sakın bana “bi dakika o öyle değil” demeyin. O öyle… Bu arada evde kedimle kopi luwak üretiyoruz uygun fiyata, hijyen takıntısı olanlar aramasın.
Corale
Comments