Yaratıcılıktan noksan bir biçimde ve/veya otuz beşlerini gömmüş ve ambiyans yaratmaya üşenen biri olarak arka planında kesme tahtasını kullandığım bu kupaların hikayesinden bahsetmek istedim.
2015 sonu, Star Wars uzun süredir reklamını yaptığı son üçlemesinin ilkiyle karşımıza çıkmak üzere. Bu arada yılbaşı yaklaşıyor, her yerde renkli süsler, camlara beyaz kar spreyleri, yılbaşı ağaçları… Benim için tüm dikkat bütün bu ışıltının ve cafcaflı vitrinlerin arasında alabildiğine “ruhsuz” duran Çekmeköy BİM şubesinde. Açılmasına dakikalar kaldı, 28 yaşında erişkin bir birey, Çekmeköy’de bir diş polikliniğinin ortağı olan ben buz gibi havada BİM’in açılışını bekliyorum ve bunun tek bir sebebi var: Oricinal Star Wars lisanslı ürünleri…
Evet genşler bazılarınız bilmez belki ama BİM ve ŞOK bazen bizleri şımartıp zank diye böyle lisanslı ürünleri patlatıyordu, tahmin edeceğiniz üzere sayıyla gelen kelepir ürünler yüzünden mağazanın önünde Apple Store’da yeni çıkmış iPhone’a sıraya giren insanlar gibi (çok kastım örneği, “pide kuyruğu” diyip basıp geçebilirdim de) diziliyorduk. Ürünlerin arasında kupa, bere, yastık, havlu (küçük ve büyük), çanta, tişört, not defteri, defter, kalem ve figür vardı. Bir süre arkamda kimse yokken, açılmaya az bişey kala iki teyze beliriverdi. Dedim sıkıntı yok, teyzeler Dost süt, peynir falan almaya gelmiştir. Yine de riske atmayacak ve kapı açılır açılmaz teyze meyze dinlemeden Star Wars standının başına çökecektim.
Çalışan arkadaş kapıyı açarken bana dönüp “Star Wars için mi aabi” dedi. “Güç sende kuvvetli” diyecektim ki heyecandan “ivik ivik, geldi di mi, var di mi” diye dilim tutula tutula konuştum. Kapı açılır açılmaz da sanki yanımda bir tabur varmışçasına standa deparladım. Tüm lisanslı ürünler tek bir standın üstünde karşıma dikilmiş beni bekliyordu, öyle ki standı komple tekerlerinden sürükleyerek kasaya götüresim geldi. Kupaları falan heyecanla seçiyorum böyle, bi darth vaderlı alsam, biri storm trooper olsa, ötekinde de sadece star wars yazsın, ahan da havlu burada, yastık da çok laağzım, uff üzerinde star wars mu yazıyor onun, ne olduğunu bilmiyorum ama alayım diye diye benim sepeti ağzına kadar doldurdum. Bu arada sepet küçücük, iki yastıkla zaten ağzına kadar doluyor yani çok da şey yapmadım aslında…
Neyse efem bu esnada o teyzelerden biri sessizce yanıma geldi ve beni izlemeye başladı. Ben olsam ben de beni izlerdim sabahın bu vaktinde bir insanı BİM’in açılışına dikecek Dost sütten daha önemli ne olabilir diye… Güçte bir dalgalanma seziyorum, teyze birazdan soru soracak, kıpırdanmaya başladı. “Bunlar ne evladım” diye soruyor. “Star Wars diye bir filmin lisanslı ürünleri teyzecim” diyorum. “Güzel bir film mi” diye devam ediyor… Son üçlemeyi henüz izlemediğim için oraya kadar olan evreni düşünerek sponsor anlaşmalı bir diş hekiminin depoyu övmesi gibi filmi amansızca övüyorum. Teyze de “iyi o zaman ben de torunuma alayım bişeyler” diyor, reyonda benden kalan ürünlere şöyle bir göz gezdirip not defteri atıyor sepetine iki tane. Ben de bu tabloya kıyamayıp sepete attığım figürlerden birini kasadan geçirdikten sonra teyzeme hediye ediyor ve “güç torununla olsun teyzecim” diyip çıkıyorum.
Böyle bir son belki güzel olabilirdi ancak beni tanıyanlar söz konusu Star Wars ise bunun sonunun böyle bitmediğini ve benim böyle Çağhan Irmak tarzı vıcık vıcık bir dramı sevmediğimi zaten anlamışlardır. Sepetimdeki figürleri kasadan geçirir geçirmez biri çıkışta göz koymasın diye hepsini çantamın derinliklerine atıyor ve gerçek bir erişkin gibi oradan kliniğe geçiyorum.
Hem BİM, hem Star Wars… Mümkün değil arkadaşlarım, vermem yani net…
Dipnot: Aynı gün bir sürü BİM şubesinin açılış fotoğrafları paylaşılıyor sosyal medyada “BİM araba mı veriyor acaba bu sıra nedendir” diye. Ben Çekmeköy’ün son neferi olmuşum haberim yok…
Comments